Bansko’dan Kısa Notlar

30 Ocak – 4 Şubat tarihleri arasında Gezi Makinesi ile Bansko’ya gittik, 4 yıldızlı Maria Antoaneta’da kaldık.

  • Gidişte Silivri civarında ve sınırı geçtikten sonra Kasap Mustafa diye bir yerde iki defa mola verdik.
  • Kasap Mustafa’da TL’den Leva’ya çevirim yapmanın daha karlı olduğunu forumda okumuştuk. Acemilik yapıp hiç sorgulamadan, bütün otobüs, paralarımızı burada çevirttik. 0.61’den çevireceğini söyleyip, komisyon alarak 0.54’ten çevirdi.
  • Bansko’da ana caddede yer alan döviz büroları 0.57-0.58 civarından çevirim yapıyor. Yolda Kasap Mustafa’dan çevirmek yerine Bansko’nun içinde turlayıp daha uygun kurdan çevirim yapan döviz bürosu rahatlıkla bulabilirsiniz.
  • Gezi Makinesi, içinde önemli notların da olduğu çok güzel pist ve kasaba haritası dağıttı. Gerçekten yararlı oldu. Broşürde yer alan restoranlarda %10 indirim mevcut. Siparişi verirken ve özellikle hesabı isterken haritaları gösterip indiriminiz olduğunu söylemeyi unutmayın. Euphoria restoranında hesabı istedikten sonra indirimimizi söyledik fakat fişi kestiği için indirim yapamayacağını belirtti.
  • Check-in’ler genelde 14.00’da yapılıyor. Odaya yerleştikten sonra kaymak istediğimizden, check-in saatine kadar Bansko’yu turlayıp etrafı öğrendik.
  • Otelimiz her yere oldukça yakındı. Açıkcası her yere rahatlıkla yürüyerek ulaşılabiliyor.
  • Skipass’leri Gondola’dan veya Guinness Otel’den alabiliyorsunuz. 5 Leva depozito ücreti ödeniyor. Depozitoyu geri almak için de Gondola’nın orada yer alan kiosk’lara kartı koyup, 5 Leva’nızı alabiliyorsunuz.
  • Gondola’da sabah saatlerinde aşırı kalabalık olduğundan skipass alımı ve doldurulması işini Guinness Otel’den gerçekleştirdik. Resepsiyonda 2dkda hallediyorlar.
  • Skipass’lerde öğrenci indirimi mevcut. Guinness Otel’den alırken öğrenci kimliği sormadılar, direkt öğrenci ücreti ödedik. Fakat Gondola’da öğrenci kimliği göstermeden indirim alamıyorsunuz.
  • Gondola’dan skipass alırken fotoğrafınız çekiliyormuş, hatta tur rehberi başkasının skipass’ini kullanmayın diye uyardı. Fakat Guinness Otel’de fotoğrafımızı çekmediler, direkt verdiler skipass’leri.
  • Sabah saat 9 civarı Gondola’da gördüğümüz uzun kuyruk gerçekten gözümüzü korkuttu. Yukarı çıkmak için en az 2 saat kuyruk beklememiz gerekecekti. Onun yerine, Tsakiris Ekipman Kiralama dükkanı yanından kalkan shuttle’lar ile 10 Leva’ya yukarıya çıkabiliyorsunuz. Dolmuş tarzında işliyor, en fazla 5 dk bekledik shuttle’ın gelmesini..Bansko Gondol Kuyruk
  • Ekipman kiralama işini Tsakiris’den yaptık. Gezi Makinesi’nin orada %50 indirimi mevcut. Kiralama konusunda bir sıkıntı çekmedik. Tatil sonunda toplu ödeme yapıyorsunuz. Akşam kayakları teslim etmeye geldiğinizde bir sonraki gün tekrar kayacağınızı söylerseniz üzerine adınızı yazıp öyle kaldırıyorlar. Çalışanlar baya cana yakınlar, ikinci günden sonra adımı öğrendiklerinden direkt kayakları bulup getiriyorlardı. 4 Günlük kayak kiralamaya 60 Leva ödedim.
  • Pistler arasında publar, restoranlar ve kafeler mevcut. Gondola ile oteller mevkiine inip oralarda yemek yemektense, yukarıda halletmeyi tercih ettik. Yalnız tahmin edersiniz ki biraz pahalı. Sırt çantasını almadığım bir gün küçük suya resmen 4 katı fiyat ödemek zorunda kaldım.
  • Kaldığımız yer apart otel olduğundan, odada mutfak ekipmanları mevcuttu. Otelin kahve makinesi dandik olduğundan, marketten çay kahve vs. alıp odada yapıyorduk.
  • Caddelerde bakkal kafasında marketler mevcut. Onun dışında Carrefour ve Aldo Market diye iki tane süpermarket var. Tur rehberimiz Aldo Market’in diğelerine göre çok daha ucuz olduğunu söylediği için bütün alışverimizi Aldo’dan yaptık. (TR’de bu konuda takıntılı olan kişiler var diye yazıyorum; Aldo’da plastik poşetler paralı)
  • Yemek yemek için gerçekten çok çeşit var. Hiç sıkıntı çekmedik yemek konusunda. Gittiğimiz restoranların sıralı tam listesi aşağıda;
    • Rosso Pomodoro Restaurant: Küçük bir restoran, şans eseri görüp girdik. Pizzaları gayet güzeldi. Canlı müzik demeye bin şahit isteyen bir müzik performansı vardı, resmen işkence. (Pizza + Şarap yaklaşık 20 Leva)
    • Euphoria Bar & Grill: Bansko’da yer alan kaliteli restoranlardan biri. Rezervasyon yaptırarak gitmenizi tavsiye ederim. Bizim gibi rezervasyonsuz giderseniz barda oturup yemek yeme şansınız var. Bar kısmı geniş olduğundan rahatsız olmadık. Ortam ve müzikler keyifliydi. Bahsettiğim gibi, %10 indirimimiz vardı fakat önceden söylemedik diye yapmadılar. Onun yerine shot ikram ettiler. (Et yemeği ve 50’lik fıçı bira yaklaşık 25 Leva)
    • Succuk Cafe & Burger House: Türk işletmesi. Sucuk ekmek, burger vs. yapıyorlar. %10 indirimimiz vardı. (Yarım ekmek sucuk + 50’lik fıçı bira 15 Leva) 
    • The Log House: Masa olmadığı için bir sonraki güne rezervasyon yaptırarak gittik. Bizim taverna müzikleri çalıyordu. Bekletilerin altında bir restoran idi. Etler güzel değildi. (Et yemeği ve 50’lik fıçı bira yaklaşık 15 Leva)
    • Queen’s Pub: Kaliteli restoranlardan bir diğeri de burası. Son akşam gittiğimiz için gerçekten üzüldüm, mekan gerçekten çok güzeldi. İngiliz pub’ı olduğundan dolayı İngiliz’ler akın etmişti. Gittiğimiz gün canlı müzik ve Miss Beauty Bansko diye bi’ güzellik yarışması vardı. Bildiğiniz stand up show gibiydi, kahkahalarla izledik. %10 indirimimiz vardı. (Et yemeği, tatlı, salata, 4 tane bira yaklaşık 40 Leva)
    • Kayak esnasında öğle yemeklerini Shiligarnika’da hallettik. (Sosis, şarap yaklaşık 20 Leva)
    • Aldo Market’in içerisinde Subway mevcut. Bulgar yemeklerini sevmezsek en iyi alternatif burası oldu diye düşünüyorduk ama gerek kalmadı. (15cm 8,5 Leva)
  • Pistler konusunda herkesin düşüncesi, kayak seviyesine göre değişiklik gösteriyor. Bizim gittiğimiz tarihlerde hava çok sıcaktı, lift’te yukarı çıkarken 10dk’da kayakların üzerinde karlar eriyordu. Öğleden sonra kaymak gerçekten eziyet gibiydi. Yinede pistler hakkında söylenecek genel bir kaç şey mevcut;
    • Liftler 16.15’te kapanıyor. O saatten sonra oteller mevkiisine inmek için 1 numaralı pisti kullanıyorsunuz. Mümkünse 16.15’ten önce dönüş yoluna geçin çünkü gerçekten çok kalabalık oluyor. Pist çok düz olduğundan, daha da rezil bir kalabalık oluyor. Pardon diye diye insanların yanından geçiyordum. Otellere dönüşü kaymadan da yapabilirsiniz. Gondola ile iniş mümkün.
    • Genel olarak 3, 4, 5, 6, 10, 11 ve 1 numaralı pistlerden kaydık. Bunların hepsi mavi pist fakat şahsi fikrim bu pistler Kartalkaya’daki kırmızı pistler kıvamında. Pistler bi anda dikleşiyor, sonra tekrar normal eğim halini alıyor.
  • Pistlerde meydana gelen her hangi medikal durumda skipass’inizi göstererek ücretsiz olarak dağ kurtarma ekibiyle bulunduğunuz yerden kar motoruyla alınıp, ilk yardım yapıldıktan sonra oteller mevkiindeki revire kolayca götürülüyorsunuz. Bizim bir bilek burkulma vakamız oldu. Shiligarnika’da yer alan Arama Kurtarma noktasına kadar kaydık ve görevlilere durumu anlattık. Hemen ayağı sarıp, kar motoruyla Gondola’ya kadar götürdüler. Oteller mevkiinde Gondola’da karşılayıp tekerlekli sandalyeye oturttular. Revir biraz kalabalıktı, tek doktor sırayla ilgileniyordu. X-ray, alçı vs. gibi şeyler ücrete tabi. Ayak bileği için x-ray çektiler. X-ray’in tanesi 40 Leva.
  • Dönüş yolu biraz garip oldu. Çok fazla otobüs aynı saatte dönüşe geçtiği için sınırda daha az beklemek için mola vermedik. Yoğunluk olmazsa Mc Donalds’a gireriz dedi tur rehberi fakat vazgeçtiler. Bansko’dan indikten sonra bir benzincide durup ihtiyaç molası verdik ve sınıra gelmeden tekrar Kasap Mustafa’da durduk. Kasap Mustafa’da sadece kavurma servisi vardı. Ufacık porsiyona, yanında ne içtiğin farketmeden siks fiyat herkesden 8 Euro / 25 TL aldılar. Türk kazığını içimizde hissettik. Sınırda zaman kaybetmemek için Free Shop’a girilmeyeceğini, Kasap Mustafa’nın free shop’la aynı fiyatta olup hatta daha ucuz olduğunu söylediler. El mahkum free shop alışverişini de orada yaptık. Kasap Mustafa’da TL, Euro, Leva hepsi geçiyor :) Hizmette sınır yok(!)
Bansko Kasaba Haritası


Yurtiçi Kargo Rezilliği

img-news-bummyYurtiçi Kargo tarafından teslimatı yapılmaya çalışılan(!) ancak rezil bir sisteme, terbiyesiz şube çalışanlarına ve ulaşılamayan bir şubeye sahip olması nedeniyle 3 gün boyunca yüksek gerilimle yaşattıran bir olay. Konuyu gerekli yerlere taşıyarak yapıcı bir sonuç alana kadar peşini bırakmayacağım.

19 Ocak’ta gönderici şubeden yola çıkan, 4 koliden oluşan toplamı 40KG olan, kargom; 20 Ocak’ta önce Boğaziçi Dağıtım Merkezine ardından da sabah 11.00 sularında şubeye gelmiştir. Yurtiçi Kargo’da gelen SMS’de yazan tahmini teslim tarihi olan 20 Ocak günü evden çıkmayıp kargonun gelmesini bekledim. Yurtiçi Kargo web sitesi üzerinden kargonun durumunu takip ettiğim ekrana öğlen saatlerinde baktığımda kargo “Adrese teslim” olarak gönderilmiş olmasına rağmen şubeye ulaştığı anda durumu “Teslim Edilmedi / Şubede Bekletiliyor” olarak güncellendi. Ardından kargonun durumunu öğrenmek için 02123567037, 02123567038 ve 02122665483 no’larından şubeyi defalarca aramama rağmen hiç bir şekilde ulaşamadım. Telefonlar çalıyor fakat kimse açmıyordu. Çözümü 444’lü numarayı arayarak buldum fakat call-center’ın da aynen benim yolumu izleyeceğini, alternatif hiç bir şey yapmayacağını tahmin edememiştim!  444 99 99 no’dan Müşteri Hizmeti ile yaptığım ilk görüşmede de aynı şekilde call-center çalışanı şubeye hiç bir şekilde ulaşamadı. Bu durum üzerine müşteri hizmetlerindeki kişi şikayetimi kayıt edip, üst mercilere ileteceğini söyledi. Durum bilgisinin takip ekranında değiştiğini ve ne anlama geldiğini sordum. Temsilci “Teslim Edilmedi / Şubede Bekletiliyor” değişiminin “Kargonun şubeden teslim alınacağı” anlamına geldiğini ve kargoyu giderek almam gerektiğini belirtti. Tekrar belirtiyorum, kargo Boğaziçi Dağıtım Merkezine kadar adrese teslim olarak geldi. Yıllardır aynı kargo şirketiyle çalıştığım için biliyorum ki genelde akşama doğru teslimatı gerçekleştiriyorlar. Olabilir gecikmeler diye düşünüp bir daha peşine düşmedim.

21 Ocak günü öğlene kadar bekleyip gelmeyince evden çıktım. Yolumun üzerinde olduğu için şubeye bizzat gidip kargonun durumunu ve neden telefonlara cevap verilmediğini sormak istedim. Arabayı kenara bir yere park edip içeri girdim. Bankoda görevli 2 kadından suratına aşina olduğuma gidip kargo numaramı verip sorularımı yönelttim. Öncelikle, santralde yaşanan bir arıza nedeniyle telefonlara cevap veremediklerini belirttiler. Kargomun ise “yakın mesafe teslimat elemanlarının yoğunluğundan” dolayı şubede bekletildiğini; dilersem mesai bitiminden sonra teslim edileceğini söyledi. Eve akşam geleceğim için teklifi kabul ettiğimi belirttim ve bu şekilde not alınmasını sağladım. Aynı saatlerde, Twitter üzerinden yazdığım şikayetlere istinaden YurticiDestek hesabı gönderi numaramı kendilerine DM ile yollamamı ve sorunla ilgileneceğini söyledi. Gönderi kodumu kendilerine gönderdim fakat ne ilgilenildiğine dair, ne de problemin seyiri hakkında bir cevap gelmedi. Akşam da evde bekledim bekledim ve saat 8 gibi artık gelmeyeceğine inanıp, ertesi sabah genel müdürlüğü aramayı kafaya koydum. Artık daha sert bir tavıra bürünmenin zamanı gelmişti..

22 Ocak günü sabah 10-11 gibi önce Müşteri Hizmetleri’yle, arından ise Yurtiçi Kargo Genel Müdürlük ile görüştüm. Genel Müdürlük operatörü tarafından da Boğaziçi Bölge Müdürlüğüne aktarıldım. Boğaziçi Bölge Müdürlüğünde görüştüğüm operatör ise sorun için beni direk Şube Müdürü Özgür Bey‘e yönlendirdi. Özgür Bey ile yaptığım telefon görüşmesi neticesinde 1-2 saat içerisinde hemen evime tesliminin yapılacağı bilgisini aldım. Özgür Bey’in bu temennisi üzerine yine evde bir kişinin kalmasını ve kargoyu beklemesini sağladım fakat saat 16.00’da eve geldiğimde kargonun hala teslim edilmediğini gördüm. Boğaziçi Bölge Müdürlüğü’nü arayıp son durumu aktardım ve operatör beni tekrardan Şube Müdürüne bağlamaya çalıştı fakat 4-5 denememize rağmen kimse telefonları açmadı.

Artık sinirlerim iyice gerildiği için kalkıp şubeye gittim. Tabii esas rezilliğin yüz yüze çıkacağını beklemiyordum. Kargomun neden hala teslim edilmediğini bankoda çalışan kişilere sorduğumda eleman eksikliği nedeniyle sıkışıklık yaşadıklarını, şube müdürü de dahil olmak üzere bütün şube çalışanlarının konuya vakıf olduğunu dile getirdiler. Bu sorumsuzluğun nedenini şube müdüründen öğrenmek istediğim için Özgür Bey’le yüz yüze görüşeceğimi belirttim. Özgür Bey’in meşgul olduğunu, bir problemi çözmek için sabahtan beri telefonda görüştüğünü ve beklemem gerektiğini söylediler. Özgür Bey’i beklerken, mağduriyetimi bankoda çalışan kişilere tekrardan anlatmaya başladım. Sabah gerçekleştirdiğim konuşmayı anlattığım anda Özgür Bey’in bugün öğleden sonra şubeye geldiğini, benimle telefonda konuşan kişinin Özgür Bey olamayacağını söylediler. Kendilerine yanlış ve abartılı bilgi aktardığımı ifade eden banko görevlisi, önce “dün arabayla gelmiştiniz şubeye, arabanıza taşısaydık götürseydiniz!” dedikten sonra verdiğim “adrese teslim olarak belirtilen ürünü neden kendim alayım, sizin göreviniz bu!” cevabına ise “şimdi size bir şey söylerdim fakat müşterisiniz! gibi terbiyesizce bir tavırda cevap vermiştir. Yaklaşık 10dk bekledikten sonra Özgür Bey yanımıza geldi. Kendimi tanıttıktan sonra kolilerin kendisiyle telefonda görüştükten sonra 1-2 saat içinde gelmemiş olmasına şaşıran bir ifade ile elemanlarına emirler verip kolilerin derhal evime gönderilmesini söyledi. Kapıda ödeme şeklinde bir teslimat olduğu için ödemeyi şubede almak istediler. Teslimatı yapan arkadaşa ödemeyi yaparım, siz ona POS makinesini verin dedim. Teslimatı yapacak eleman ya POS makinesini yada Yurtiçi Kargo’nun kullandığı intranet cihazlarını kullanmayı bilmediğinden dolayı kendi aralarında küçük çaplı bir kriz daha yaşandı. Diğer elemanlardan biri hemen aleti öğretmeye girişti. Bankoda bana laf yetiştirmeye çalışan görevli durumu fark edince onlara kızıp “Eğitimi boşverin, kullanmayı bilen biri teslimatı yapsın!” dedi. Sanırım artık benimle ve kargomla uğraşmak istemiyordu. Teslimat elemanının ürünleri el arabasına yerleştirmesini bekleyip, eve kadar birlikte geldik. Kolileri tek tek kontrol ederek ödemeyi yapıp, teslim aldım.

Olay içerisinde Yurtiçi Kargo’nun sorumluluğunda olan onlarca rezillik ve beceriksizlik var. Bunca yıldır bu işi yapan bir şirketin bu kadar kötü bir hizmet veriyor olması beni çileden çıkardı. Sanırım şubede çalışan elemanlara, şube müdürü dahil, işe girişte bir eğitim verip sonrasında peşlerini bırakıyorlar.

Yurtiçi Kargo rezilliğinin küçük bir özeti şu şekilde oluyor;

  1.  170metre mesafede yer alan evime 4 koliden oluşan kargom şube tarafından bir türlü gönderilemedi.
  2. Kargonun teslimatı yapılacak diye 3 gün boyunca evde birinin beklemesi sağlanmaya çalıştım.
  3. Şube tarafından telefon ile bilgi alamadım, inatla açmadılar. 3-4 telefona sahip küçücük bir santral 3 günde bir türlü nasıl düzeltilemez?
  4. Banko görevlisi tarafından kargonun mesai saatleri dışında teslimatı sözü verildi ancak yerine getirilmedi.
  5. Şube Müdürü tarafından kargonun 1-2 saat içerisinde teslimatı sözü verildi ancak yerine getirilmedi.
  6. Twitter’da YurticiDestek hesabı hiç bir şekilde sorunuma ilgi göstermedi.
  7. Şubede çalışan banko görevlisi çok yanlış bir tavır sergileyerek terbiyesizce cevaplar vermiştir.
  8. Teslimat elemanı POS makinesini ve/veya Yurtiçi Kargo Intranet makinesi kullanmayı bilmediğinden 5 dakika da onu bekledim.
  9. Şubeden ayrılırken hiç bir görevli mağduriyetim karşısında özür dilemedi, bunca olaya rağmen genede teşekkür ederek şubeden çıktım fakat hiç biri zahmet edip cevap vermedi.


Twitter ve Televizyon (aka TVitter)

Twitter’ın Nisan 2011’de Türkçe dil seçeneği eklemesiyle birlikte Türk milletinin saldırışı durmadı. Haziran 2012 verilerine göre Türkiye Dünya sıralamasında 11 .sırada, muhtemelen daha da yükselmiştir.

Twitter’ı takip edenler mutlaka fark ediyordur, her gün televizyonda yayımlanan diziler ve programlar çeşitli hashtagler ile Trending Topic oluyor. 90 dakikalık dizilerde ve programlarda karakterler, oyuncular, konuklar, kıyafetler, müzikler hakkında binlerce tweet atılıyor. Yabancı dizi izleyenler aslında bu hashtag yerleştirmelerini ilk defa görmüyordur çünkü uzun zamandır yabancı dizilerde bu uygulanıyor.

Yeni medya ile atışan, adaptasyon sıkıntısı yaşayan televizyonlar çalıştıkları ajansların sözünü dinleyip her bölüm için tematik birer hashtag oluşturup yayın boyunca aralıklarla ekrana yansıtıyorlar.

Twitter’ı televizyon ile birleştirme fikrine Twitter’da çok sıcak bakıyor sanırım, geliştiriciler için yarattıkları sayfada yapımcılar için bir kılavuz bile hazırlamışlar. Kılavuzda hashtag ve kullanıcı adı yerleştirmelerine, canlı yayına soru almak, yayında yazılan tweetleri göstermeye ve hatta canlı olarak programa konuk olan kişilerin tweet atabileceğine dair örnekler gösteriliyor. Bu örnekleri aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.