Avusturya’ya gittim, geldim..

Lions Gençler Arası Değişim Programı (Youth Exchange Program) kapsamında 9-30 Temmuz tarihleri arasında Avusturya’da Vienna and Around isimli organizasyonda 1 hafta aile yanı ve 2 hafta kamp olarak 3 güzel hafta geçirdim..

Lions Gençler Arası Değişim Programının ne olduğu hakkında Ozan Güven’in şu yazısından ufak bir alıntı:

1961‘den beri Gençlerarası Değişim Programı yaklaşık 80 ülkede gerçekleştiriliyor, ve bireylerin diğer toplumlar hakkında bilgi edinmeleri sağlanıyor. Bu şekilde ülkeleri ziyaret eden gençler tarihi ve doğal güzellikler haricinde aile yapıları ve yaşayış hakkında da büyük bir izlenim ediniyorlar. Böyle organizasyonlar bizim gibi yurtdışında reklamını adam gibi yapamayan, ve imajı çok yanlış bilinen bir ülke için çok yararlı ve gerekli.

1 hafta boyunca Alman Daniel ile beraber Lukas’ın evinde güzel birşekilde konuk edildik. Aile bireylerinin yoğun iş temposu nedeniyle Daniel’le birlikte Viyana sokaklarında macera dolu 7 gün geçirdik. 4 tane harita eskiterek, neredeyse bütün sokaklara girip çıkarak bulduğumuz birbirinden tarihi binalar ve müzeleri gezdik. Akşamları Lukas’ın arkadaşları ile buluşup pub’lara gidip eğlendik. (Konuşmaların geneli Almanca olduğu için çoğunlukla tercümanlık yapması için insanlara yalvarıyordum.)

Lukas ve ailesi ile geçirdiğimiz 1 hafta sonrasında yaşları 15-22 arasında olan 28 kampçı ve 3 staff ile beraber 2 hafta deliler gibi eğleneceğimize emin olduğum Eisenstadt’ta kalacağımız okula gittik. Aile yanındayken bazı kampçılar ile önceden buluşup tanıştığımız için kampların ilk günlerinde genelde olan soğukluk ve tedirginlik bizde yoktu. İlk iki günümüz aile yanında neler yaptığımız anlatarak, kendimiz hakkında bir kaç cümle söyleyerek ve ülkemiz hakkında yüzeysel olarak merak edilen soruları yanıtlayarak geçti. İkinci ve üçüncü günlerde yapılan tanışma oyunları ile iyice birbirimize ısınıp, eğlencenin dozunu arttırmıştık :) 2 hafta içerisinde gerçekleştirilen program gerçekten çok güzel ayarlanmıştı. Ne çok fazla müze ve tarihi mekan vardı, ne de çok fazla spor-eğlence. Herşey bence dozajında olmuştu ki böylece kampın tadına varıldı..

Kısa kısa aklıma gelen Avusturya hakkında ki gözlemlerim ise şöyle;

  • Trafik konusunda çok katılar. Her gün 30km hız sınırı olan bir sokaktan geçmek benim için ölümcül oluyordu.
  • Dünyada ki yaşanılabilecek ülkeler sıralamasında bulunan bir şehir olduğu için Viyana yemyeşil. Her caddenin sonunda kocaman park var.
  • Geceleri insanlar bara, kulübe gitmek yerine ellerine aldıkları vodka, şarap şişeleri ile sokaklara ve parklara çıkıyor. Sarhoş bir sürü kişi gördüm ama pis davranış hiç yok.
  • Toplu taşıma gelişmiş durumda. Hafta sonları gece yarısına kadar otobüs seferleri var. Bilet kontrolü yapılmadığı için bilet almadan 3 hafta boyunca metro ve otobüs kullandık ancak istedikleri zaman otobüs şoförü veya başka bir yetkili kontrol yapabilirmiş.
  • Müzelere genç nüfusun gelmesi için <19 uygulaması başlatmışlar. 19 yaşından küçüklere bir çok müze bedava.
  • Nem diye bir kavram olmadığı için 34 derece sıcaklıkta bayılmadan dolaşabiliyorsunuz..

Kamp hakkındaki sorularınızı yanıtlamaktan memnun olurum :)

 



Çekinme, yorumda bulun.