Türkçe Konuşmayı ve Yazmayı Becermek

Teknoloji gün geçtikçe gelişiyor ve cihazlar her sene giderek ufalıyor. Hayatı kolaylaştırdığına inanılan bu teknolojik cihazlar yalnız başlarına küçülseler/kısalsalar bir sorun olmayacak ancak onlarla beraber kurduğumuz cümleler ve kelimeler de kısalıyor.

1 sene öncesine kadar gençlerin sesli harf kullanımını azaltarak yazdığı mesajları anlayamayan ebeveynler de mesaj yollarken nbr?, nslsn?, tmm gibi kalıplar kullanmaya başladılar. Gerçekten bu kısaltmalarının hızlı yazmayı kolaşlaştırdığını size söyleyebilirim ancak bir süre sonra bu kısaltmalar günlük yaşamdaki yüz yüze konuşmalarda ve resmi yazılarda kullandığımız cümleleri de sınırlamaya başlıyor. Küçüklüğümden beri ailemin bana “Cümle kurarsan seni anlayacağız” demesini şimdi çok iyi anlıyorum.

Türkçe konuşmayı gerçekten beceremiyoruz!

Geçtiğimiz ay Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından Türk Malı adlı diziye Türkçe’yi kullan(ama)madan dolayı uyarı gelmişti. Dizide ki karakterlerin Türkçe sözcükleri değiştirip espirili bir anlam kazandırarak kullanması belki sizleri güldürüyor olabilir ancak o diziyi belli bir kesimde kişiler izlemiyor. Diziyi en basitinden benim 9 yaşındaki kuzenim de kaçırmadan izliyor ve benimle konuşurken evet yerine ivet diyor. Aynı şekilde arkadaşlarım ve ailem bu tür kelimelerden hoşlanıyor ve kullanıyorlar.

Kuzu’lar Sözlüğü’nden bir kaç örnek: bu kadan (bu kadar), ezelfektan (dezenfektan), guzu (kuzu), iften (lütfen), mikemmel (mükemmel), tebrik koyuyorum (tebrik ediyorum), ağaç yaşken emilir (ağaç yaşken eğilir)

Ancak sorunu sadece Türk Malı ve dizilerle sınırlandırmak çok saçma olur. Şöyle bir çevremize bakarsak mi soru eklerinin birleşik yazılması veya konuşurken tamam mı? demek yerine okey mi? denmesi sadece birer örnektir.

Türkçe’nin yanlış kullanıldığı yerlerin ve kullanan kişilerin bazılarını şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Radyo ve Televizyon
  • Gazete ve Dergi
  • El ilanları
  • Reklam tabelaları
  • Sokak isimleri
  • Cep telefonu
  • Sosyal Paylaşım Siteleri
  • Siyasiler
  • Ünlüler

Türkçe’nin doğru kullanımı ve yabancı kelimeler tarafından istila edilmeden önce kurtarılması için yazılmış bir kaç eser var. Bunlardan sizlere tavsiye edebileceklerim; Feyza Hepçilingirler’den Türkçe “OFF” ve Temmuz 2010’da çıkan Rüştü Erata’dan Türkçe Konuşmanın Püf Noktaları.

Feyza Hepçilingirler’in kitabı ile orta 2. sınıftaki Türkçe öğretmenimin verdiği dönem ödevi sayesinde tanıştım. Gerçekten Türkçe’nin elden gitmek üzere olduğunu anlatan çok iyi anlatan bir kitap. Rüştü Erata’nın kitabının adını ise dün çıktığı bir televizyon programında duydum ve hemen aldım. Bu kitapta Türkçe’yi kurtarma senaryolarından çok Türkçe’yi dibe vurduran örnekler mevcut.

Ünlülerimizden İnciler¹

  • “Ben meme kanserine şahsen karşıyım…” Sinem Güven
  • “Savaşı istemiyorum tabii ki, beni çok etkiledi. Benim makyaj masrafım var, elbise masrafım var…” Petek Dinçöz
  • “Konuşmayın, ağzınızı öldürürümSerdar Ortaç
  • “Fransızlar amma kültürlü, ufacık çocukları bile Fransızca konuşuyor.” İzzet Yıldızhan
  • “Beni kötü aletlerine emel etmek istiyorlar” Şenay Akay
  • “Mozart dinlemiyorum ama Türkiye’ye gelirse konserine mutlaka giderim” Emrah

Türkçe “OFF” kitabından ufak bir paragraf;

Tatilinizi Nece Alırdınız?²

[…] Artık, yalnızca Türkçe bilerek Türkiye’yi dolaşmak ciddi bir cesaret gerektiriyor. “Carpet Weaving Center” yada “Papila Shopping Center” a bir Türk’ün uğrama olasılığı ya yok, ya da “center” sahibi tarafından gözardı edilebilecek kadar küçük bir olasılık. Bunları beğenmiyorsanız “Gümürze Bazaar“a gidin. “Gümürze” nedir, diye de sormayın, bilmem. Size kalacak yer de bulmamız gerek. “Hotel Sea Gull“da mı kalırsınız, “Hotel Janina“da mı? […] Ama gece için bir önerim olacak: “Typhoon Bar“a gidin. Ne de olsa Türkçe bir ad taşıyor. Sahibinin adı “Tayfun”muş, o da İngilizce bir sözcük bulmaktansa adını İngilizce yazmış.

İşte Türkçe gün geçtikçe bu şekilde yok olup gidecek. Buna bir dur demek sizin elinizde. Olabildiğince internet ve telefon dilinden kurtulup düzgün cümleler kurmaya çalışın. Yanlış bir Türkçe kullananları nazikçe uyarın, uyandırın!

Dipnot: Bu yazıyı yazmamdaki en önemli sebep; benimde Türkçe konuşmayı ve yazmayı adam gibi bilmememdir.
¹- Türkçe Konuşmanın Püf Noktaları, s. 178, Rüştü Erata, Alfa Kitabevi, Istanbul 2010
²- Türkçe “OFF”, s. 230, Feyza Hepçilingirler, Everest Yayınevi, Istanbul 2005


1 yorum

  • cok cok cok saolun xd

Leave a comment to Anonim